Mete Okşaşoğlu İngilizce Eğitim Platformu

Ezra Pound olarak bilinen Ezra Loomis Pound, Homer Loomis Pound ve Isabel Weston'ın tek çocuğu olarak 1885'te Hailey, Idaho'da doğdu. On sekiz aylıkken Pennsylvania'ya yerleştiler. Çocukluğu boyunca, Pound, birçok farklı okula gitti. Şair olmak istediğini erken yaşlardan beri biliyordu. 1896'da Pound ilk makalesini yayınladı; kısa bir süre önce bir başkanlık seçimini kaybetmiş olan William James Bryan hakkında yazdığı bir lirik, Jenkintown Times-Chronicle'da çıktı. Ancak, notları iyi değildi ve ebeveynleri ile bir Avrupa turundan sonra, Pound Hamilton Koleji'ne transfer oldu. 1905'te Felsefe alanında lisans derecesi ile mezun olup daha sonra Romen dillerinde yüksek lisans derecesi almak için Pennsylvania Üniversitesi'ne geri döndü ve 1906'da mezun oldu. Doktora öğrencisi olarak kaydolduktan sonra Ezra Pound, Madrid, Paris ve Londra arasında seyahat ederek Avrupa'ya dönmek için kullandığı bir seyahat bursu aldı. Amerika'ya döndüğünde, ‘’Book News Monthly'de’’ ilk makalesi "Raphaelite Latin"i yayınladı. Ezra Pound, UPenn (Pensilvanya Üniversitesi) İngilizce Bölüm başkanını kızdırdı ve bu da onun bursunu kaybetmesine neden oldu. Pound bu nedenle doktorasını bitirmeden UPenn'den ayrılmaya karar verdi. İki yıl Wabash Koleji'nde öğretmenlik yaptıktan sonra; İspanya, İtalya ve Londra'ya giderek Japon ve Çin şiiriyle ilgilenmeye başladı.

     Londra'ya kalıcı olarak taşınmaya karar verdi ve neredeyse on iki yıl orada kaldı. Bu süre zarfında Pound, bugüne kadarki en başarılı eseri olan Personae adlı bir şiir koleksiyonu yayınladı. 1911'de Avrupa'ya gelen Hilda Doolittle ve şair Richard Arlington ile birlikte Pound, dil ve şiirde daha fazla netlik ve daha az soyutlama amaçlayan ‘’Imagism’’ adlı yeni bir edebi hareket geliştirmeye başladı. 1914'te Ezra Pound, roman yazarı Olivia Shakespear'ın kızı Dorothy Shakespear ile evlendi. Aynı yıl, ‘’Little Review'in Londra’’ editörü oldu. 1921'de Paris'e yerleştiler ama orada mutsuzlardı ve 1924'te İtalya'ya taşındılar. Ancak Paris'te Amerikalı kemancı Olga Rudge ile aşk yaşamaya başlayan Pound, Olga’dan bebek bekliyordu. Rudge ve Pound'un kızı Mary doğduğunda, Ezra Pound sonunda karısına ilişkiyi anlattı. Dorothy kocasından aylarca ayrı kaldı, ancak sonra geri döndü. Kısa süre sonra, Pound'ların Omar adında bir oğulları oldu. Paris'te geçirdiği süre boyunca, Pound, en ünlü eserlerinden biri olmaya devam eden The Cantos da dahil olmak üzere, şiirleri ve koleksiyonları üzerinde sürekli çalıştı. Ayrıca Ernest Hemingway ve T.S Eliot da dahil olmak üzere zamanının birçok önemli şairiyle arkadaş oldu. İtalya'ya taşındıktan sonra, Pound faşizmi benimsedi. Bu ideoloji, Ezra Pound'u Amerika’ya kadar bırakmadı ve 1945'te dönüşünden kısa bir süre sonra, Pound faşist propaganda yayınladığı için tutuklandı. Daha sonra beraat etti, ancak akıl hastası ilan edildi ve bu da onu Washington D.C'deki St. Elizabeth's Hastanesine yatırdı. Kapalıyken, Ezra Pound, Pisan Kantoları için Bollingen Kongre Kütüphanesi Ödülü'ne layık görüldü. Sonunda, yazar arkadaşlarının sayısız itirazı sayesinde hastaneden çıkabildi. Venedik’e yerleşti ve 1972'de vefat etti.

 

"If a man isn't willing to take some risk for his opinions, either his opinions are no good or he's no good."

 "Eğer bir insan fikirlerini gerçekleştirmek için risk alamıyorsa ya o fikirlerde iş yoktur ya da kendisinde."

                                                                                                                                                                      Ezra Pound

Kaynakça:

Longenbach, James. Modernist Poetics of History: Pound, Eliot, and the Sense of the Past. Princeton University Press, 2014.

Nadel, Ira Bruce. The Cambridge Introduction to Ezra Pound. Shanghai Foreign Language Education Press, 2008.